Herhangi bir hasta düşünelim ki, muayeneden sonra doktorun kendisi için yazdığı reçeteyi cebinde taşıyarak, boş zamanlarında da ara-sıra çıkarıp okuyarak şifa bulacağını umuyor. Susuzluktan dudakları çatlamış, boğazı kurumuş bir insan düşünelim ki, gidip çeşmenin başında yatarak ve suyun sesini dinleyerek susuzluktan kurtulacağını düşünüyor. Kendilerini yakın bir azaba karşı uyarmak için gelen, emir ve yasaklarına uyulduğu takdirde dünya ve ahiret saadetini temin etmeyi vaat eden Kur’an karşısında genelde dünya Müslümanlarının özelde de bizim insanımızın tavrı, davranışı ve tutumu ne yazık ki böyle; cebinde reçete ile dolaşan hastanın durumu gibi. Cebinde reçete ile dolaşan hastanın şifa bulması ne kadar mümkün ise, çeşmenin başında durup su sesini dinleyerek susuzluğunu gidermeyi…
Aziz Karaca: Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle
TARIH: